22 Kasım 2021 Akdeniz Sözlük Zirvesi – Akdeniz Sözlük
22 Kasım itibari ile Tatlı mı tatlı insanlarla ufak bir zirve yapmış olduk. Daha niceleri gelecek, beklemede kalın :)
Sözlük gel biraz gerginim, dertlerimi saydım iki elimin parmaklarını geçmedi buna tik. Perişanım ama hoca çan yapacakmış, bağıl değerlendirilmek tik. İğrenç yemekler yedim -ki artık melonun iyi yemekle olan ilişkisini astrolojik verilere de dayandırabiliriz- bu yüzden kafamı kuma sokup ağlama planlarım vardı, zirve yapıldı buna kocaman tikkk. Bu kadar tatavayı lafı zirveye getirmek için yaptım. Hihi. son günlerde hayatımın bu tatavalardan ibaret olduğunu herhangi biri bir şekilde bana ima ederse pataklarım, ciddiyim.
Şimdi sıra teşekkür mektubuma geldi.

Sevgili zirve sakinleri 3 dakikada bir gözlerimi devirmemden, "gerçekten mi?" ve çok benzeri hayret nidalarımdan, soğuk esprilerimden, "her şey olacağına varır." yahut "olur olur gider." cümlelerimle pekiştirdiğim kaderci tavrımdan rahatsız olduğunuzu bana gram hissettirmediğiniz için minnettarım. Daha güzel günlerde görüşmek dileğiylee.
Klavye delikanlılığında bir ekol olmamdan mütevellit herkese sallayacağım başlık.

Sakin sakin, ılık ılık, parya parya oturarak herkesi gözlemlediğim zirvedir. yüzümde portakallar açması normal. Nitekim öyle sessiz, öyle uslu bir beyefendi edasıyla kendi köşemde "ay scorpions çalıyor gız! vil yu send mi en encıılll..." gibisinden mırıldanarak "her yudumda 2,5 cc!" sloganımla biramı yudumluyordum ki sanki ermiştim, babaerenlere yediverenler olmuştum. kızınız olsa verirdiniz, oğlunuz olsa yine bir düşünürdünüz. saf, körpecik katılımcılar "aman tanrım, ne kadar kendi halinde ve sıkıcı bir insan!" diye hayıflanırken hepsini tek tek inceledim, ölçüp tarttım, önyargılarımla paramparça ettim.

büyran:


aycanyilmaz
- borç verilebilir. 10 TL bile verseniz yatırım gözüyle bakabilme potansiyeli taşıyor. ama gücü eline geçirirse kaçın, 10 TL'yi kaşık su vergisi diyerek sizden geri alabilir.


Büşşş
- borç verilmez. ilk yapacağı şey, gazete kağıdına sarıp içtiği birasının akabinde sarhoş sarhoş kapınıza dayanıp parayı içkiye gömdüğünü anlatıp ağlamak olur. bir de dert dinlersiniz.


melon
- borç para mı?! beş kuruş verilmez. ağustos böceği gibi parayı çatır çutur ezdiği yetmezmiş gibi "para dediğin nedir ki karınca bro?" diyerek sizi de ikna eder, kendinizi yeniden para verirken bulursunuz.

bb - o kadar az yazmış ki sözlük kendisine rumuz oluşturmamış, tövbe estağfirullah bir değişik olmuş. borç verilir, hem de ne biçim verilir. yeri gelmiş, saçından arttırmış insan size o borcu gerekirse faiziyle öder.

aşırı derin analizlerim bu kadardı. bir dahaki zirvede de "atatürk, hz. muhammed ve ben denize düşsek hangimizi kurtarırlardı?" analizimle kös kös oturarak okurlarımı büyülemeyi planlıyorum. (hz. muhammed yüzmeyi biliyor muydu acaba? neyse, zirve yüzünden çarpılmayalım şimdi. tövbe tövbe tövb...)