üniversitede hayatta kalma rehberi – Akdeniz Sözlük
ulaşım için öğrenci kartınızı cebinize koyun. sonrasında kendi üniversite öğrenci kartınızı da edindikten sonra artık üniversitenin yemekhanelerinde dışarıya göre çok daha uygun ve sağlıklı yemek yiyebilirsiniz. öğrenci kartınıza yüklediğiniz bakiyelerle yemek listesini de takip ederek sabah ve akşam yemeklerini okulda yiyebilirsiniz.

(bkz:akdeniz üniversitesi yemekhane)

yemek ve ulaşıma fazla para vermediğiniz taktirde geriye kalan bütçenizi sosyal aktivitelerde kullanabilirsiniz. okul içerisindeki tiyatro ve sinema etkinliklerini takip etmenizi tavsiye ederim.

şehirdeki öğrenci etkinliklerini takip etmek için akdeniz etkinlikleri gibi sayfaları takip etmenizi öneririm.

spor yapmayı atlamadan üniversitedeki yurt spor salonları ve besyo alanlarını öneriyorum.
ücretleri dışarıya göre çok daha uygun.
Hayatta kalmak? Üniversitede? Hmm aslında pek mümkün değil. Aileniz zengin değilse biraz kemer sıkma politikasına geçiş yapacaksınız ama bir yandan da gezip eğlenmek isteyeceksiniz. Bu ikilem yaşanırken harçlık avanslar,kredi kartları devreye girecek. Ama panik yok ödeniyor bi şekilde.
Akdeniz bazında konuşacak olursak yemek bursuna başvurun, çıkarsa ne âlâ. Çıkmaz ise yine panik yok öğrenci kartlarınıza para yükleyerek 4tl gibi küçük bir fiyata güzel yemekler yiyebilirsiniz.
Kampüs yeşillik olduğu için her türlü akrep,yılan,tilki gibi hayvanlarla karşılaşacaksınız,korkabilirisiniz. Ama alışıyorsunuz dert etmeyin ve dikkat edin.
Şehirlerarası Otobüs için öğrenci kartı çıkarttırmak isteyenler olbia çarşısındaki şubeye öğrenci belgesi ve fotoğraf ile gidip çıkarttırabilir.
Duraklarda hangi otobüs nereye gidiyor bilmiyorsanız antalyakart mobil uygulamasını indirin kesinlikle. Her işlemi ordan yapabilirsiniz.
Kütüphane 7/24 açık kalacak yeriniz yoksa sabahlamak için kalabilirsiniz(eğer covid nedeni ile değiştirmedilerse) ki alternatif olarak güneş fırını size gülümsüyor.hedefiniz belli,ileri!
Üniversite kaynaklarını kullanın zira onlar sizin için var. Saçma sapan okey masalarında gençliğinizi çürütmeyin.
3 Yıllık üniversite hayatımdaki tecrübelerden yaptığım çıkarımları döküyorum. İlk olarak erkek kişisi diğer erkeklerle arkadaşlık yapacaksa eğri oturup doğru düşünsün. Çünkü çoğu size ya gereksik konular ve aktivitelerle gelecek ya da geleneksel ego savaşları çıkacak. Bu yüzden herkesle arkadaş olun ama arkadaş olduğunuz kişileri mutlaka doğru tanımaya çalışın. Gereksiz gördüklerinizi direk eleyin ve takıldığınız insanların sizinle beraber ders çalışma konusunda, motivasyonda, destekte doğru şeyler yaptığından mutlaka emin olun. Bu sayede dost bile bulabilirsiniz. Örneklerle açıklayacaksak ilk olarak yüzünüze gülüp arkanızdan değişik konuşan hayvanların tespitini iyi yapın. Hocayla bile aranızı açabilme konusunda uzman olan bu arizona kertenkeleleri size okulu zehir edebilir. Kızlar ise dersler konusunda çok daha iyidir. Bir çıkar gözetmeden bağlarınızı iyi kurun ve beraber çalışın. Ben çirkinim benimle niye konuşsunlar demeyin. İyi bir çocuksanız güzel bir konuşma tanışmak için yeterlidir. Yeter ki kendinizi ifade edebilin. Tek dezavantajları, her gün sevgilileri ile olan maceralarına tanıklık edebilirsiniz. Ama erkeklerin futbol, kızlar, siyaset çıkmazından çok çok daha iyidir. İkinci olarak eve çıkıyorsanız ev arkadaşlarınızı mümkün mertebe tanıyın öyle alın. Ama bunun belli bir metodu yok, eve aldığınız arkadaşınız sizinle gül gibi geçinirken aynı zamanda hırsızıyla gaspçısıyla işbirliği yapıyor olabilir. (Yaşandı, dayak yenmedi ama atılacak hırsız da bulunamadı, İstanbula kaçmış ve polis sırf yerlisi diye şikayet bile ettirmedi. Bu konuya gelicem.) Sonrasında etraftaki yerlilerle iyi geçinmeye çalışın. Mutlaka işiniz düşüyor. Göstermelik bile olsa olsun ama çizgiye dikkat edin ve sizi kullanmalarına izin vermeyin. İlk işleri genelde kırbaçlamaya çalışmak oluyor çünkü. Ayrıca yerlilerin çakal olanlarından uzak durun. Uğraşmaya değmez. Mahalledeki it kopuk kendini belli eder hatta durduk yere size bulaşabilir. Sakın delikanlılık modlarına girmeyin, hayatınızı riske atmaya değmezler. Bu da başıma geldi. O aralar sporcu olduğum için başıma gelen olayda kendimi tutabildim. Aksi takdirde muhtemelen ya hapishane ya da mezarda olacaktım çünkü dört kişiye girmeye niyetliydim ve öldürmek istiyordum bildiğin. Takdir edersiniz ki bu adamlar bıçaksız dolaşmaz. Bunun dışında ne alakası var diyeceksiniz, bu ekonomide haklısınız da fakat bazen etkinliklere katılmanız güzel olabilir. Özellikle ücretsiz ise. Tarzınıza göre ister dijital bir etkinlik, ister dışarı çıkmalı bişey olsun(korona alert) bişeylerle kafa dağıtmak çoğu zaman modunuzu nötr veya iyi hale getirebilir. Ve en önemlisi, saitama senseinin de yaptığı gibi her türlü firmanın indirimli ürünlerini takip edin ve bunu alışkanlık haline getirin. Bazen bizim gibi 3 gün kuru üzümle geçinmeniz gereken günler olabilir. Neyse ki marketçi dayı 4. gün balık ızgaraya çağırmıştı ve aynı gün para yatmıştı. Aklıma gelmişken ev arkadaşlarınızla parayı har vurup harman savurmayın. Zaten pul oldu, kıvranırsınız iyicene. Ailenize de yük olmayın. Bu süreçte sizi geliştireceğini düşündüğünüz işleri kovalayın. Linkedin üzerinden bulma olasılığınız var. Ben ne yapıcam ki demeyin, bölümünüz neyse kendinizi hafiften geliştirip şansınızı deneyin. Hatta eğer dayanabilirim diyorsanız bölümünüz üzerine bir işe stajer modunda girin. Karşılık beklemeyin ama orayı sömürün ki çektiğiniz eziyete değsin. Akşam başınızı yastığa koyduğunuzda "sen bana para vermedin ama ben her şeyini kopyaladım hacı dayı" rahatlığı üzerinizde olsun. Öğrencilik yıllarınızda mutlaka bölümünüzle ilgili projeler üretmeye çalışın. Bakarsınız biri tutar, belli mi olur. Bölümden de soğumamış olursunuz. Hocalarınızdan mutlaka sevmedikleriniz çıkacaktır. Kesinlikle çaktırmayın. Sonra keyfine bırakıyor bu arkadaşlar. En çok onların dersine çalışın ve düşük not alırsanız, yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız üzerine gidin. İyi hocalarınızdan mezun olurken "hocam tek dersim kaldı, geçirirseniz geçiyorum" taktiğini 2 hocadan fazlasında uygulamayın. İki dersiniz varsa geçersiniz. Fakat fazlasında hocalar duruma uyanabilir. Bu kıyak bilgiyi de vereyim. Polis mevzusuna gelirsek, arkadaşlar ne yapın edin işiniz polise düşmesin. Eğer düşerse ve polis prosedürlere uygun davranmıyorsa başka bir memur talep edin. Yoksa karşılaştığınız manzara cidden yazıklar olsun dedirtiyor. Bizim olayımızda polis bize yapılan şey kendisine yapılsa yakalayacağını da söyledi çünkü ve çocuğu tanıdığını da ekledi. Taraflılık sezerseniz dediğimi yapın. Çok uzun tuttuk. Son olarak, arkadaşlar belki canınızın kıymeti yoktur ama sevdiklerinizin bir kıymeti varsa uyuşturucudan kesinlikle uzak durun. Artık her yerde bu meret. İki depresyona girdiğinizde kendinizi lanetli sanmayın. Herkes yaşıyor. Zamanla geçer. Etrafınızda varsa da tekmeyi basın geçin. Sigara ve alkol için bişey diyemiyorum, o size kalmış. Ama spor yapmayı kesinlikle öneriyorum. Özellikle kızlarımıza Boks gibi kısa sürede sonuç alınabilen mücadele veya savunma sporlarını öneririm. Zira erkek olarak biz bile radar açık dolaşıyoruz, Yoğun göçten sonra bunlar çok önemli ama uğraşamam diyorsanız, Allah göstermesin de böyle bir olayda mümkünse menzilinize girdikleri an testisleri, boğazı ve burnu hedef alıp Allah yarattı demeden var gücünüzle imha edin ve fırsatını bulduğunuz an kaçın. Sokakta tehditle karşılaşmak ölüm tehlikesi demektir çünkü ve kaçamıyorsanız son çare müdafaadır..